
- 24 Ağustos 2021, 23:49
Okul Öncesi Değerler Eğitimi
Değerlerin yaşam içinde çok sayıda işlevinden de söz etmek gerekir. Bir bakıma insan davranışlarını anlamlandırmanın yolu değerlerden geçmektedir. Bunun en önemli gerekçesi, insan davranışlarını bir takım değerlere dayanarak gerçekleşmesidir. Bu nedenle değerlerle insan davranışları arasında sıkı bir ilişki vardır. Değerler insan davranışlarını yönetirler. Diğer bir ifadeyle bir olayın nasıl gerçekleştiğini, yani arka planında neler olduğunu anlamak istiyorsak, o olayı gerçekleştiren insanların tutum ve davranışlarını yönlendiren değerleri tespit etmek ve anlamak gerekmektedir. Buradan yola çıkarak, çocuklara ve gençlere sadece bilmeleri gereken şeyler hakkında eğitim verilmemeli, insan olmak ve bir arada yaşamak konusunda da eğitim verilmelidir. Nitelikli eğitim, insanı bir bütün olarak algılar ve bilişsel alanı olduğu kadar duyuşsal alanı da içeren eğitimi destekler.
İnsanın bilişsel, duyuşsal, davranışsal olmak üzere üç boyutu vardır. Eğitimin de insanın bu üç boyutunun farkına varacak, bunları geliştirecek bir yapıda olması gerekmektedir. Değerler eğitimi, duyuşsal boyutunun bir parçası olması dolayısıyla aile ve okul eğitiminde değerlerin farkında, kişiliği gelişmiş, davranışları olgunlaşmış bireyler yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Bu nedenle bu eğitimin istenen sonucu vermesi için değerler eğitiminin daha nitelikli bir şekilde verilmesi gerekmektedir.
Günümüzde eğitimcilerin hemen hemen tamamı temel değerler ve ahlaki standartların gelecek kuşaklara aktarılmasının bir gereklilik olduğu konusunda görüş birliği içindedirler. Çünkü toplumların varlıklarını devam ettirebilmeleri değerlerin gelecek nesillere aktarılması ile yakından ilgilidir. Toplum sahip olduğu ve yetiştirdiği bireylerle gelişimini ve varlığını sürdürür. Bu nedenle, toplumun yetiştireceği bireyler ve bu bireylerin özellikleri toplumun nasıl bir noktaya geleceğinin belirleyicisi olarak değerlendirilebilir. O halde bireylerin sahip oldukları değerler, toplumsal gelişimin seyri açısından çok büyük önem taşımaktadır. Toplumun varlığını devam ettirebilmesi için son derece önemli olan değerlerin toplumu oluşturan bireyler tarafından içselleştirilmesi ve davranış olarak gösterilebilmesi için daha erken yaşlardan itibaren bireylere değerler eğitiminin verilmesi gerekmektedir.
Okul Öncesi Dönemdeki Çocuğun Gelişim Süreçleri ve Değerleri Kazanımı
Çocukları ruh ve beden sağlığı yerinde bireyler olarak yetiştirmek için, okul öncesi dönemde eğitimlerine önem vermek gerekir. Ancak duygularını ve düşüncelerini rahatça ifade edebilen, öz-denetimini sağlayabilen, başkalarının haklarına saygılı ve kültürel değerlerine sahip bireyler çağdaş ve demokratik toplumları oluşturabilirler.
Değerler her insanın yaşadığı çevre ve deneyimleri ile yakından ilgilidir ve her insanda bu temel değerler aynı zamanda kişilik özelliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Ülkemizde anne baba ve eğitimciler çocuklarına, değerler eğitimi adı altında olmasa da temel değerlere ilişkin eğitim vermektedirler. Ancak bu dönem çocukları kendi kişiliğine ait özelliklerinin farkında olmadıkları ve kendilerini duygu ve düşünce olarak ifade edemedikleri için onlarla ilgilenen anne baba ve eğitimcilerin bilinçli ve dikkatli olmaları gerekmektedir. Verilen eğitim düzenli ve sistemli bir program olarak verilmediğinde, çocukta hangi temel değerlerin nasıl geliştiğinin anlaşılması oldukça zordur ve bu çocuğun hatalı davranışlarıyla görünür hale gelir. Çocukta görünen hatalı bir davranışı düzeltmek mantıklı olarak yeni bir doğru davranış kazandırmaya çalışmaktan çok daha uğraştırıcıdır. Çocuğun kişiliğini oluşturan değerlerin özellikle temel değerlerin doğru bir şekilde kazanılması konusunda hem ailelerin hem de eğitimcilerin titiz olmaları gerekmektedir.
Çocuklarda değerler farklı zamanlarda gelişir, aşağıda verilen yaşlar sadece genel bir rehberdir.
- 11-18 aylar arasında başka insanlara karşı kibar olma, aile bireylerini ısırmama, hayvanlara iyi davranma,
- 18 ay- 2 yaşları arasında, kendi duygularını tanımlayabilir, bir şey isterken lütfen diyebilir, diğer kişilerle empati göstererek, paylaşma ve teşekkür etme,
- 3-4 yaşları arasında, çocuk kurallara uygun davranmayı ve takım çalışmasını öğrenir,
- 4-6 yaşları arasında, makul olmayı anlama, yalan söylemenin yanlışlığını bilme, ahlaki konuşmalarla meşgul olmaya başlama,
- 6-8 yaşları arasında, bireyin kendi davranışlarından sorumlu olduğunu bilir.
Çocuğun kişiliğini oluşturan değerler ve gelişim özellikleri ayrılmaz bir bütünlük oluşturur. Gelişim alanları karşılıklı olarak birbirlerini etkilemektedir. Örneğin çocuğun zihinsel gelişimi, dil gelişimini hem etkilemekte hem de ondan etkilenmektedir. Aynı şekilde çocuğun sosyal gelişimi, zihinsel ve ahlaki gelişiminin hem nedeni hem de sonucu olmaktadır. Şu halde tüm gelişim alanları iç içe geçmiş bir etkileşim örüntüsüdür.
Okul Öncesi Dönemde Verilen Değerler Eğitiminde Çocuklara Kazandırılabilecek Değerler
Saygı
Kutsallığı, üstünlüğü, yaşlılığı, değeri nedeniyle bir kişiye veya bir şeye karşı dikkat ederek, özen göstererek, ona ölçülü davranarak, sevgi duymak, hürmet etmek (TDK, 2018). Saygı değeri, toplumsal yaşamda ve uyumda oldukça önemlidir. Saygı ekseninde kurulan ilişki ve iletişim daha sağlıklı ve kalıcıdır. Anne babalar ve eğitimciler henüz ilk çocukluk yıllarından itibaren çocukların fiziksel ve duygusal özelliklerine, tercihlerine ve düşüncelerine saygı göstererek, çocuklar için koydukları kurallara kendileri de uymaları gerekir. Çocuğun saygı değerini kazanması için önce ona saygılı ve iyi davranmak gerekiyor. Kendisine saygılı davranılan çocuklar bunu başkalarına yansıtarak görgü kurallarına uyarlar. Günlük hayattaki görgü kuralları, çocuğa başkalarına saygılı davranarak onlara saygıyla yaklaşmasında nelerin gerekli olduğunu öğretilmesinden geçer.
Sevgi
Bir insana ya da bir şeylere duyulan yakınlık, ilgi gösterme, gönülden bağlanmaya sebep olan duygu (TDK, 2018). Diğer tüm değerlerde olduğu gibi sevgi değeri içinde birincil öğrenme kaynağı aile ve ebeveynlerdir. Sevgi içeren bir aile ortamında büyüyen çocuk diğer insanlarla ve canlılarla olan ilişki ve iletişimini bu duygu temelinde inşa edecektir.
Sevgi değerinin çocuklar tarafından kazanılması ve içselleştirilmesi için ebeveynler ve öğretmenler tarafından;
- Konuşmalarda sevgi sözcükleri kullanımı,
- Sevgi içeren masalların anlatımı,
- Sevgi değerine yönelik konuşma ve sohbet,
- Çocuklarına karşı ilgili ve hoşgörülü davranma,
- Sevgi gösterimini içeren oyun etkinlikleri,
- Bitki ve canlı bakımı yapma,
- Bitki ve canlı besleme gibi etkinlikler gerçekleştirilebilir.
Sorumluluk
Bir insanın üstlendiği bir görevi yürütürken gösterdiği davranışlardan ve yaptığı işin sonuçlarından kendi kendini mesul kabul etmesi (TDK, 2018). Çocuklara erken yaşlardan itibaren üstlendikleri görevleri yerine getirme ve tamamlama imkanı verilmelidir. Çünkü gelecekte bireylerin görevlerini yerine getiren bir yetişkin olmaları için bunun yapılması gereklidir. Zamanında verilen sorumluluk eğitimi çocuğun ileride toplum ve ahlak kurallarına uyan, ülkesini ve insanları seven, doğa dostu, çevresindekilere saygılı birer birey olacaktır.
Altı Yaş Çocuklarının Alabilecekleri Sorumluluklar
- Havaya, özel olay ve günlere göre giyeceklerini seçmek,
- Çiçekleri sulamak,
- Basit yiyecekleri (tost, yumurta, sosis vb.) bir büyüğün desteği ile pişirmek
Sorumluluk değerine yönelik hazırlanacak okul öncesi etkinlikleri yoluyla çocukların;
- Sorumluluk almak için istekli davranması,
- Kendisine verilen sorumlulukları yerine getirmesi,
- Çevresindeki canlıların beslenmesine yardım etmesi,
- Çevresindeki canlıların bakımına yardım etmesi,
- Çevresindeki canlıları koruması,
- Sahip olduğu eşyaları koruması,
- Çevresini temiz tutması,
- Günlük yaşam kurallarına uyması,
- Ev, okul ve topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmesi sağlanabilir.
İşbirliği
Farklı kişilerin aynı amaç için bir araya gelerek yaptıkları ortak çalışma (TDK, 2018). İşbirliği yapma, bireyin, ortak amaçlar ve çıkarlar doğrultusunda başkalarıyla bilgi, beceri ve emeğini birleştirerek çaba göstermesidir. Bu davranış üst düzeyde 19 sosyalleşmiş toplumlar için gerekli becerilerden biridir ve toplumda demokrasinin yerleşmesi ve gelişmesi açısından önemlidir. Çocuk işbirliği yapma davranışını ilk kez okul öncesi dönemde kazanmaya başlar ve okul öncesi eğitim kurumlarında gerçekleştirilen grup etkinlikleri bu davranışın kazandırılmasında önemlidir. Çocuk için ilk işbirliği değerinin kazanılması genellikle oyun yoluyla gerçekleşmektedir. Çevresindekilerle işbirliği yaparak bir amaca veya başarıya ulaşan çocuk bu değerin önemini ve gerekliliğini anlamaktadır. Dolayısıyla ebeveynler ve aile ortamı, okul öncesi eğitimi ve ortamları çocuğa çevresindekilerle işbirliği yapabileceği fırsatlar ve görevler sunmalıdır. Oyunda çocuk için bir öğrenme ve iletişim fırsatıdır. Çocuklar 3-4 yaşlarında, bir araya gelerek grup halinde oynamaya başlarlar, bu oyunlarda oynamak istedikleri oyun arkadaşlarını seçer ve oynarken birbirleriyle iletişim kurarak konuşurlar.
İş birliği değeri için çocuktan beklenebilecek bazı davranışlar şunlardır;
- Kendisine işbirliği önerildiğinde kabul etme,
- Başkalarına işbirliği teklif etme,
- Başkalarıyla işbirliği yapma,
- Başkalarıyla işbirliği içerisinde hareket etme,
- İşbirliği için grup etkinliklerine katılma,
- Arkadaşlarıyla grupta iş bölümü yapma,
- Grup içerisindeki iş bölümüne uyma,
- Aldığı sorumluluğu yerine getirme,
- İşbirliği içerisinde bir işi tamamlama
Öz-denetim
Kişinin gerçek amacına ulaşabilmesi için, davranışlarını ve tepkilerini hedefine yönelik olarak ayarlayıp, başka yollara sapmadan kendi kendini denetlemesi (TDK, 2018). Bireyin herhangi bir dış etki olmadan benimsediği bazı kurallara kendi kendine uyma, kendine hakim olma ve dizginleme, içsel dürtü ve isteklerini kontrol edebilmesi, benliğinin bir parçası olan duygu ve düşünceleri yönetebilmesidir. Okul öncesi dönemde çocuklar, başarısız çabaları farklı alanlara yönlendirme, sonuçları kontrol etme, bir amaca yönelik ilerleme sürecini sürekli takip etme gibi bilişsel öz-denetim gerektiren konularda yeterli değildirler. Anne babalar evde yapabilecekleri bazı davranışsal müdahalelerle çocuğa bu değeri kazandırabilirler.
Öz denetim (kendini kontrol etme) değeri için çocuktan beklenebilecek bazı davranışlar şunlardır;
- Duygularını kontrol etme
- Yetişkinin olmadığı ortamlarda kurallara uyma
- Bir işi bitirmek için kararlı davranma,
- Gerekli durumlarda isteklerini erteleme,
- Kendisi için heyecan ve kaygı yaratan durumları söyleme,
- Baskı altında sakin kalma,
- Yeni girdiği ortamlarda uyumlu davranma,
- Başkalarına bedeniyle zarar vermekten kaçınma
Dürüstlük
Doğruluk (TDK, 2018). Dürüstlük doğruyu söylemek demektir. Kendi davranışın nedeniyle başkalarını yanıltmamak demektir. Aynı zamanda özellikle önemli kararlar alırken ön-yargısız yaklaşarak delillerden faydalanmaktır. Dürüstlük değerinin kazanılmasında anne ve babanın çocuğa verdiği sözleri yerine getirmesi ve çocukta güven duygusu oluşturması önemlidir. Çocuk değerleri anne ve babasının kendisine karşı sergilediği davranışlar üzerinden öğrenmektedir. Ebeveynlerin çocuğa verdiği sözleri yerine getirmemesi ve çocuğa yalan söylemesi çocukta güvensizlik duygusuna yol açacak ve çocukta zor durumda kaldığında yalan söylemeyi bir çıkış yolu olarak görecektir. Ebeveynlerin çocuk hata yaptığında aşırı tepkisel davranması veya çocuğa ceza vermesi çocuğun bu değeri kazanmasını engelleyebilir.
Dürüstlük değeri için çocuklardan beklenebilecek bazı davranışlar şunlardır;
- Herhangi bir olumsuz durumda doğruyu söyleme,
- Dürüst davranmadığı durumlarda ortaya çıkabilecek sonuçları açıklama,
- Dürüst davranmadığı durumlarda ortaya çıkabilecek sonuçları kabul etme
Sabır
Haksızlık, acı, yoksulluk vb. üzüntü veren durum ve olaylar karşısında şikayet etmeden onların etkisinin geçmesini bekleme erdemi, dayanma (TDK, 2018). Sabır, yaşanan zorluk, tehdit ve kayıplar karşısında kendi isteğiyle içinden gelerek dayanma, direniş gösterme, göğüs gererek ve sonucu bekleyerek, duygu, biliş, davranış içerikleriyle yaşanılan, ruhsal, bir sonuca varmak için çözüm getiren bir yol olarak açıklanabilir. Bu yolda bireyin ilk olarak hayata anlam vererek bakmasından başlayarak yaşamının sonuna kadar devam eden hayatta vereceği mücadelede ona güç katan, denge ve uyum arayışında destek sağlayan sabır, onu başarıya götüren ve ardından mutluluk hedefine ulaşmasında araç olan psikolojik bir kavramdır.
Yardımseverlik
Hayırseverlik (TDK, 2018). Yardımseverlik, yardım etmesi gerektiğinde başkasının yapmasını beklemeden, kendisinin sahip olduğu imkanları paylaşmaktan çekinmeyip, girişimde bulunmak cesaretini gösterenlerin, yardım etmeyi kendine görev edinen erdemli insanların davranışlarıyla ortaya koyabileceği önemli bir değerdir.
Yardımseverlik değeri için çocuktan beklenebilecek bazı davranışlar şunlardır;
- Kendisine önerilen yardımı kabul etme,
- Çevresine karşı duyarlı olma,
- İnsanların yardıma ihtiyaç duyduğu durumları söyleme,
Çevresindeki yardıma ihtiyaç duyan kişileri fark etme,
- Çevresindekilere yardım önerme ve yardım etme,
- Yardım önerisini sözel olarak veya beden diliyle ifade etme,
- Yardıma ihtiyacı olduğunda çevresinden yardım isteme,
- Kendisine yardım edildiğinde teşekkür etme davranışlarıdır


